Merhaba,

Malum hastalık dolayısıyla bienalin tarihleri azıcık(!) şaştı ama olsun, bir sene gecikme ile 59. Venedik Sanat Bienali‘ni Ekim’22 sonunda ziyaret etme fırsatım oldu. Daha önceki yazdığım Venedik Bienali (2015) yazısını buradan okuyabilir ve Youtube kanalıma yüklediğim Venedik Bienali 2019 Giardini bölümünü buradan izleyebilirsiniz. 2019’daki bienalin teması değişik zamanlarda yaşamanızı temenni ederiz gibi bir şeydi, ve öyle de oldu 🙂 2020-21 evde oturup dünyanın nasıl değişik bir hal aldığını izledik. Neyse … Bu seneki tema bir çocuk kitabından alınmış, Leonora Carrington’un kitabı The Milk of Dreams (Düşlerin Sütü – Il Latte dei Sogni). Bir ressam olan Carrington, bu kitapta iki oğluna yatmaların önce anlattığı fantastik hikayeleri resmetmiş. 59. Venedik Bienali’nin ilk kadın kuratörü olan Cecilia Alemani’ye göre bu kitap hayal gücünün prizmasından oluşuyor ve herkesin değişebileceği, dönüşebileceği ve başka biri olacağı bir yerde.

Bu sefer venedik’te 2 gece kalacağım için sakin sakin gezmeyi tercih ettim. Şansıma hava da çok güzeldi. Her zamanki gibi Casa Accademia‘da kaldım. Burası eskiden hostel olan, şimdi ise çok temiz ve sade bir konuk evi. Ben tavsiye ederim ama tabii beklentileriniz daha lüks bir yerse bilemem. 72 saatlik vapur biletini de aldıktan sonra başladım gezmeye.

İlk durağımız Giardini, genelde burayı 2. güne bırakırdım ama bu sefer ilk buradan başlamak istedim. Her zamanki gibi önce Corso Garibaldi’de bir şeyler yedim. Artık bu benim bienal ritüelim gibi oldu.

bu video bana air değil ama çok iyi kalitede çekilmiş.

Merkez Pavyon

Benim en ilgimi çeken eserlerin fotoğraflarını ekliyorum.

Venedik Pavyonu; sanırım en etkilendiklerimden biri oldu. Topraktan gelip toprağa dönüyoruz temasıyla beni çok etkiledi.

Polonya Pavyonu; bienaldeki en renkli ve iyi hazırlanılmış pavyonlarından biriydi.

Öğle yemeği arası 😉

Brezilya Pavyonu bayağı eğlenceliydi 🙂

Mısır, İsrail, İsviçre falan … Birkaç pavyon daha …

Gelelim Danimarka Pavyonuna, sanırım en çok burasından etkilendim. We walked the earth temalı bu pavyonu Uffe Isolotto tasarlamış, kuratörlüğünü ise Jacob Lillemose yapmış. Ama ne pavyon arkadaşlar … Burasıyla birlikte birinci gün de bitiyor.

Tadilatta olduğu için bu sene Slovakya ve Çekya pavyonları (eskiden Çekoslovakya Pavyonumuş ancak iki ülke ayrılmalarına rağmen hala Çekoslovakya Pavyonunda beraber gösterilerini sergiliyorlar) katılamamışlar. Rusya Pavyonu ise işgalden dolayı cezalı!

Artık birazcık Venedik’in tadını çıkartabilirim. San Marco Meydanı’nda aperitivo keyfi yapmadan olmaz.