Merhaba,
Bir önceki yazımda 59. Venedik Sanat Bienali’de Giardini’yi gezmiştik, yazıyı buradan okuyabilirsiniz. Arsenale, Türkçedeki tersane kelimesinden geliyor. Denizcilikleri ile ünlü Venediklerinin gemileri burada yapılıyormuş. Hatta Osmanlı’nın Ege Denizi’ni geçerek Avrupa’ya yayılması bu tersaneden yapılan gemiler ve tabii Venedikli denizcilerin yardımı ile olmuş.

Gelelim bienale … Neredeyse tüm pavyonları gezdim ancak İtalya Pavyonu’nun önünde o kadar uzun bir sıra vardı ki bekleyemedim, sorry! Türkiye Pavyonu da Arsenale’de sergileniyor. Bence en cool pavyonlardan biri 😉


Merkez Pavyon ile başlıyorum. Bu sene bienal o kadar kalabalıktı ki, bazı eserlere bakamadım. Özellikle Alman yaşlı gruplar bu dönemi tercih etmiş, vallaha bir ara ay yeter diyip gezmeye son verecektim. neyse, merkez pavyondan sonra rahatladık. Bir de bienal saat 11:00’de açılıyor, ben de tam açılış saatinde gittim. Okul grupları falan eklenince bayağı curcuna olduk yani.


































Merkez Pavyon’dan hemen Türkiye Pavyonu’nun olduğu yere, Sala D’Armi’ye geçiyorum ancak önce Peru ve Güney Afrika Pavyonlarına bir bakalım.

Arsenale, Sala D’armi, foto: Andrea Avezzù, La Biennale di Venezia




Türkiye Pavyonu
Venedik Bienali’ndeki Türkiye Pavyonu 2007 yılından itibaren İKSV tarafından düzenleniyor. Bu bienale Türkiye, Füsun Onur’un “Evvel zaman içinde …” sergisi ile katılıyor. Sergi, insanların gezegende yarattığı tahribata karşı birleşen bir grup kedi ve farenin öyküsünü anlatıyor.



















Buradan sonra gezmeye devam ediyoruz.
Kosova Pavyonu





Letonya Pavyonu
Burası da tüm bienalde en değişik ve ilgi gören pavyonlardan biriydi. Ingūna Skuja ve Melissa D. Braden‘in eserleri Solvita Krese ve Andra Silapētere küratörlüğünde sergileniyor.































Böylelikle 59. Venedik Sanat Bienali’ni böylelikle tamamlamış oluyorum. Şimdi şehre inip aperitivo yapma zamanı!
