Bu etkinlikten çok önce bahsetmek isterdim ama ben de bir “slow human” olduğumdan ancak sıra gelebildi. Slow Movement (yavaş hareket) kapsamında Slow City duymuştum, Slow Food zaten her gün hayatımda, Slow Living derken ilk defa Slow Art duydum. Sloganları “Get Inspired, not tired”. Floransa’da 2 haftada bir yayınlanan ingilizce dergi The Florentine (http://www.theflorentine.net ) sayesinde bu etkinlikten haberim oldu. Bu sene 16 Nisan uluslararası Slow Art günüymüş ve dünyada 90 şehirde yavaş sanat etkinlikleri düzenleniyormuş (www.slowartday.com). Slow Art’ın amacı az sayıda esere, daha uzun süre, sindire sindire bakmakmış. Floransa’daki etkinlik kapsamında Palazzo Strozzi’deki Picasso, Dali ve Miro sergisinden seçilen eserlere uzun uzun baktık. Ben sergiyi geçen hafta gezdiğimden resimlere daha az süre baktım. Sergiye başlamadan önce bize bir dosya verdiler ve her esere en az 15 dakika bakıp sorulan soruları tartışmamızı istediler. Seçilen eserlerin hepsi bu üç ressamın gençlik dönemine ait resimlerdi. Açıkçası hiçbir soruya cevap veremedim. Sadece hayatınız boyunca resmetmek istediğiniz yer neresi olurdu sorusuna İstanbul diyebildim. Hatta ilk gezdiğimde “ay bu resmi bedava verseler evime asmam” demiştim, assam iyi olurmuş, bunu öğrendim 🙂 Katıldığım grup çok eğlenceli teyzelerden oluşan bir gruptu. Malum, Ye Duat et Sev filminden sonra İtalya bekar Amerikalı kadınlarla doldu. Benimkiler emekli, botokslu ve yılın 9 ayı Floransada, 3 ayı ise Kaloforniya’da yaşayan neşeli şen dullardı. Teyzeler resimleri anlatırken bir ara koptum ama böyle bi grup çalışması çok hoşuma gitti. Komiktir, aynı ekiple 27 Nisanda örgü örme gecesine katılacağım. 
Uzun lafın kısası yaşadığınız şehirdeki müzelere yıllık giriş üyeliği alıp arada sırada uğrayıp seçtiğiniz eserlere daha uzun süre bakmanız isteniyor. Vakti olana güzel fikir ama ben açıkçası müze gezmeyi çok sevmiyorum. Bir defa bakmak bana yetiyor. Siz benim gibi olmayın, uzun uzun bakın. Bir sonraki  Slow Art Day 28 Nisan 2012, şimdiden not alın!